Vaaz Kategorileri
İman Konuları
İbadet Konuları
Sosyal Konular
Ramazan Vaazları
Dini Günler ve Geceler
DİB Örnek Vaazları
Kur'an'dan Öğütler
Genel Konular
islam ve Aile
Görev,Sorumluluk,Ahlak
Mevlid-i Nebi Vaazları
Ana Menü
Çocuklar İçin
Kur'an Öğreniyorm
Dinimi Öğreniyorum
Dini Bilgiler
Oyunlar
Ansiklopedi ve sözlük
Osmanlıca Sözlük
İslam Ansiklopedisi
Dini Sözlük
Dini Terimler
Küçük Lügat
Dini Kitaplar
P.Hayatı Salih Suruç
Kur'an ve Bilim
Günümüzde İslam
Kıssadan Hisse
Ehli Sünnet Yolu
İslam Tasavvufu
En Güzel Örnek
Gıybet Hastalığı
Adım Adım Kurtuluş
Mesneviden Öyküler
GÖRGÜ KURALLARI

GÖRGÜ KURALLARI

              7. Büyüklere hürmet ve saygı; küçüklere, düşkünlere şefkat ve merhamet; özellikle aile arasındaki fertlere iyi muamele etmek.

Peygamberimiz (a.s.); büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermeyi istemektedir.

من لم يرحم صغيرنا و يعرف حق كبيرنا فليس منا

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir (bizim sünnetimi terk etmiştir)”[1]

لا يرحم الله من لا يرحم الناسİnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez[2]

Yüce Allah, Özellikle ana babaya saygısızlık bir tarafa, onlara "öf " denilmesini bile yasaklamıştır (İsra, 17/23).

8. Selâmlaşmak

İnsanların karşılaşmaları veya ayrılmaları durumlarında birbirlerine güzel söz ve temennilerle mukabele etmeleri diğer bir ifadeyle “tahiyye” de bulunmalarıdır. Yüce Allah müminlerin selamlaşmasını istemektedir:

فَاِذَا حُيِّيْتُمْ بِتَحِيَّةٍ فَحَيُّوا بِاَحْسَنَ مِنْهَا اَوْ رُدُّوها

"Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle mukabele edin veya aynıyla selam verin..." (Nisa 4/ 86)

Şu hadis-i şerif de kimin kime selam  vereceğinin esaslarını ortaya koymaktadır.

يُسَلِّمُ الرَّاكِبُ عَلى المَاشِي، وَالمَاشِي عَلى القَاعِدِ، وَالْقَلِيلُ عَلى الكَثِيرِ.:

"Binekte olan yürüyene, yürüyen oturana, az çok'a selam verir." [3]

Selâm, müslümanlar arasında sevgi bağlarının kurulmasında önemli bir araçtır. Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Peygamberimiz (s.a.s.) selâmı yaymamızı, tanısak da tanımasak da her müslümana selâm vermemiz gerektiğini bununla da imanımız olgunluğa erdiği için Cennet'e gireceğimizi müjdelemiştir. Bu nedenle gençler ihtiyarlara, binek üzerinde olanlar yürüyenlere, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere, bir kişi çok kişiye selâm vermelidir. Selâma daha güzel bir şekil de karşılık vermek gerekir  Verilen selâmı alma durumunda olmayana selâm vermek mekruhtur. Yemek yiyene, namaz kılana, Kur'an okuyana, hutbe dinleyene selâm verilmemelidir.Topluma verilen selâma bir kişi karşılık verirse, diğerlerinin selâm alma sorumluluğu kalkar. Selâm getiren birinden selâmı almak, mektupta yazılı selâma ya mektupla ya da o anda sözle karşılık vermek gerekir. Eve girerken ev halkına selâm verildiği gibi ayrılırken de selâm vererek ayrılmak güzel bir iştir.

9. Tokalaşmak ve hal hatır sormak

Peygamberimiz müslümanların karşılaşınca tokalaşmalarını tavsiye etmektedir:

مَا مِنْ مُسْلِمَيْنِ يَلْتَقِيَانِ فَيَتَصَافَحَانِ َّ اﻻغُفِرَ لَهمَا قَبْلَ أنْ يََفتَرَّقاَّ

"İki müslüman karşılaşıp musâfahada bulununca, ayrılmalarından önce (küçük günahları)  mutlaka affedilir."[4]

10. Temiz giyinmek

            Temizlik İslam'ın üzerinde önemli durduğu hususlardan biridir.

"Oku" emrinden sora ikinci sırada gelen emir elbiselerin temizlenmesidir.

وَثِيَابَكَ فَطَهِّر

"Elbiselerini temiz tut” (Müddessir 74/4)

Yüce Allah Kur'an'da temizlenenleri sevdiğini bildirmektedir:

ان الله يحب المطهرين

"Şüphesiz Allah temizlenenleri sever” (Tevbe,9/108)

Peygamberimiz beyanı ile الطهور نصف الايمان   "Temizlik imanın yarısıdır.[5]

            11. Sıla-i rahim"e riayet etm

Müslümanlar uygun zamanlarda mümin kardeşlerini, büyüklerini ve  yakınlarını ziyaret etmeli, onların gönüllerini hoş etmeye çalışmalıdır. Ancak ziyâretin, çok uzun ve usandırıcı olmamasına özen göstermelidir. Ziyârete gelenlere imkân nispetinde ikram etmelidir. Allah'a ve âhirete inanan, misâfirine izzet ve ikramda bulunmalıdır. Kur'an'da bir çok âyette sıla-i rahim emredilmektedir. Peygamberimiz (a.s.)

صل من قطعك واعط من حرمك واعف عمن ظلمك

"Senin ile ilişkiyi kesen kimse ile ilişkini sürdür,  seni mahrum edene ver, sana zulmedeni bağışla"[6] buyurmuştur.

12. Evlere girerken kurallara uymak.

Evlere girmeden önce zil çalarak veya kapı tıklatılarak izin istenir, buyurun edilince girilir ve selam verilir. Bu hususu yüce Allah şöyle ifade etmektedir:

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّى تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَى أَهْلِهَا ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

“Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu sizin için daha iyidir” (Nur 24/27).

İzin verilmez ise girilmemeli ve eve kabul etmedi diye de alınmamalıdır. Çünkü gitmek istediğimiz kimse müsait olmayabilir, bir mazereti bulunabilir. Bu husus Kur'an'da şöyle bildirilmektedir:

   فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّى يُؤْذَنَ لَكُمْ وَإِنْ قِيلَ لَكُمْ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ أَزْكَى لَكُمْ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ

                “Eğer evde kimseyi bulamazsanız, yine de size izin verilmedikçe içeriye girmeyiniz. Size "Dönün" denirse dönün. Bu, sizi daha çok temize çıkarır. Allah yaptıklarınızı bilir" ( Nur 24/28).

            Aynı şekilde, erginlik çağına erişmemiş çocuklarla hizmetçilerin başkalarının odalarına girerken izin almaları yolunda eğitilmeleri ve öğretilmeleri gerekir. Bu husus Nur suresinin 58. âyetinde bildirilmektedir.

13. İnsanları küçümsememek

Bu husus Kur'ân'da şöyle ifade edilmektedir:

وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ ِ

"İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez" (Lokman, 31/18).

            14. Doğru sözlü olmak.

Müslüman doğru sözlü olmalıdır. Kur'an-ı Kerim, müminlerin doğru ve dikkatli konuşmasını, söyleyecekleri sözü ölçülü ve bu sözün nereye varacağını düşünerek söylemelerini emretmekte ve onları sâlih amele yol açan güzel söz söylemeye yönlendirmektedir. Çünkü Allah, doğruların, doğru sözlülerin yardımcısıdır. Doğru sözlülerin hareketlerini hatadan korumayı, işlerini düzeltip yoluna koymayı kendilerine bir mükâfat olarak vaat etmektedir:


يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَدِيدا  يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَنْ يُطِعْ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزًا عَظِيمًا

“ Ey inananlar! Allah'tan sakının, dürüst söz söyleyin de Allah işlerinizi kendinize yararlı kılsın ve günahlarınızı   bağışlasın. Kim Allah'a ve Peygamber'ine itaat ederse, şüphesiz büyük bir kurtuluşa ermiş olur”(Ahzab, 33/70-71)

            15. İsraf etmemek

Müslüman israf etmemelidir. Çünkü israf dinen haram oluşunun yanında, bir tür görgüsüzce davranıştır.İsrâf, herhangi bir şeyi gereğinden fazla kullanmak demektir. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

وَكُلُوا وَاشْرَبُوا وَلَا تُسْرِفُوا إِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ"  "…Yiyin için fakat israf etmeyin, çünkü Allah müsrifleri sevmez” ( A'raf, 7/31)

            ٍİsraf bütün harcamalarda söz konusu olabilir. İhtiyaç ölçüsünü aşan her harcamada israf vardır. Bu durumdan sakınanları Allah övgü ile anıyor:

وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُو وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَلِكَ قَوَامًا   

".. .Onlar, sarf ettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik, ikisi arasında orta bir yol tutarlar" (Furkan,25/67)
           
16. Aşırı gitmemek

Müslüman hayatının her safhasında orta yolu takip etmelidir. En faydalı  nimetler dahi sınırını aştığında insana dert olabilir.Beşeri münasebetlerde de bu denge çok önemlidir.İnsanlarla sohbet güzeldir. Fakat sohbette sürekli konuşan veya dinleyen olmak aşırılıktır.Bu durum cemaat içinde sıkıntıya sebep olur. Tebessüm edilecek yerde kahkaha atmak da anormal bir davranış olarak dikkat çeker. Aşırı yemek sofrada diğer insanlara karşı kişiyi küçük düşürürken diğer taraftan insanı dert sahibi yapar. Peygamber efendimizi aşırılığı men etmiştir:

                Sahabeden İbn Abbâs anlatıyor: "Resûlullah (a.s.) hacda Akabe cemresine taş atma  sabahı, bineğinin üzerindeyken: "Bana (taş) toplayıver!" dedi. Ben de ufak taşlardan onun için topladım. Avucuna koyduğum sırada şöyle buyurdu:

إيَّاكُمْ وَالْغُلُوَّ في الدِّينِ، فَإنَّمَا هَلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ بِالْغُلُوِّ في الدِّينِ

"Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri, dinde aşırılıkları helâk etmiştir."[7]  

17. Mütevâzî olmak

İnsanın kendini büyük görmesi diğer insanlar nazarında onu küçültürken, bunun tersine alçak gönüllülük o  kişiyi  insanların nazarında kıymetlendirir .Unutulmamalı ki şeytanı lanetli kılan şey kibir olmuştur. Bizi yaratan yüce Allah insanı tevazu ile sevimli kılmıştır. Yüce Mevla şöyle buyurur:

وَلَا تَمْشِ فِى الْاَرْضِ مَرَحًا اِنَّكَ لَنْ تَخْرِقَ الْاَرْضَ وَلَنْ تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولًا

“ Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin” (İsra, 17/37).  

            18. Ahde vefa.

            Müslüman verdiği sözde duran insandır. Bu Allah ve Peygamberin kesin emridir. Yüce Allah şöyle  buyurlaktadır.

            يا ايها الذين امنوا اوفوا بالعقود 

"Ey Müminler akitlerinizi yerine getirin" (Mâide, 5/1),

            و اوفوا بالعهد ان العهد كان مسولا 

"…Verdiğiniz sözü yerine getirin Çünkü söz veren sözünden sorumludur" (İsrâ, 17/34).

19. Meclislerde konumuna uygun davranmak.

Müslüman gittiği meclise temiz elbiseyle gitmelidir. Yaşlı ve bilgili kimselerden üstte oturmamalı, kendine söz düşmedikçe konuşmamalı, söylenilen faydalı şeyleri dinlemelidir. Sonradan gelenlere yer vermeli, birbirlerine karşı güler yüzlü, tatlı sözlü olmalıdır. Meclisten ayrılırken arkadaşlarından izin alarak ve selâm vererek ayrılmalıdır. Yüce Allah bu hususu Kur'ân'da şöyle ifade etmektedir:


  
يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا قِيلَ لَكُمْ تَفَسَّحُوا فِي الْمَجَالِسِ فَافْسَحُوا يَفْسَحْ اللَّهُ لَكُمْ وَإِذَا قِيلَ انشُزُوا فَانشُزُوا يَرْفَعْ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَالَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ

“ Ey inananlar! Toplantılarda, size, "Yer açın" denince yer açın ki Allah da size genişlik versin; "Kalkın" denildiği zaman da hemen kalkın ki, Allah, içinizden inanmış olanları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah işlediklerinizden haberdardır”  (Mücadele, 58/11).

20. Yemek adabına uymak.

Günlük hayatımızda önemi bir yer tutan yeme-içmenin de dinimizde kuralları vardır. Yemekten önce elleri yıkamak, yiyeceklerimizi helal ve temiz olarak yemek, Besmele ile başlamak, verilen nimetlere şükretmek, tıka-basa yemeyip henüz iştahı varken sofradan kalkmak, acele etmeden  sağ elle yemek, yemekten sonra elleri yıkamak önemli görgü kurallarındandır

Sonuç

Görgü kuralları elbette yukarıda anlattıklarımızdan ibaret değildir. İslam, hayatın her safhasına müslümanın edepli, terbiyeli ve görgülü ve nazik olmasını istemektedir. İslam'ın toplum içindeki tavır ve davranışlarını belirleyen görgü kuralları Kur'an ve sünnette detaylı olarak bildirilmiştir. Dinin her emrine uymak ve her yasağından kaçınmak edeptir, ahlaktır.

Müminin; inancında, işlerinde, sözlerinde ve davranışlarında dosdoğru olması onun edebinin sonucudur. Mümin hayatında şu hususlara hep riayet etmelidir:

Kızgınlık ve şiddetten sakınarak yumuşak huylu olmak, dostluğa önem vermek, hakkına razı olmak,yapılan iyiliklere karşı teşekkür etmek, bir işte azim ve sebat sahibi olmak, günahlardan kaçınmak, başkalarını kötülemekten kaçınmak, kendini yüksek görmemek, yaptığı iyilikleri başa kakmamak,  ağır başlı ve vakur olmak, koğuculuk yapmamak, herkes hakkında hayır dilemek, yardımsever olmak, kendisi için arzu ettiği güzel şeyleri Müslüman kardeşi için de arzu etmek,  aksırana karşı hayır dua etmek, hastaları ziyârette bulunmak, onların sıhhat ve afiyetleri için dua etmek, muhtaçlara  yardımcı olmak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, kaba ve çirkin, edep dışı müstehcen ve kalp kırıcı sözlerden sakınmak……

            Görgü kurallarını yaşamak ve yaşatmak insanlar arasında saygınlık ve muhabbet doğurur. Bunlara riayet etmek İslâm'ın ortaya koyduğu huzur ve mutluluğu hissetmek demektir.

 


 

[1] Ebu Dâvud, Edeb, 66, V, 233.

[2] Buhârî, Tevhît, 2. VIII, 165.

[3]Müslim, Selam 1. II, 1703.

[4] Tirmizî, İsti'zân 31. V,74.

[5] Ahmed, V, 342, Tirmizî, Deavât, 87ظ  V, 536.

[6] Ahmed, IV, 158.

[7] Nesâî, Hacc 217, V, 268.

Online Bağış
Hediyen Dünyanın En Güzel Hediyesi Olsun
Haftanın Hutbesi
16.02.2024 Dünyayı Barış Ve İtidale Çağırıyoruz
09.02.2024 Hayatı Değerli Kılan Ölçü: İman
02.02.2024 Rabbimiz, Müminleri Yalnız Ve Yardımsız Bırakmaz
26.01.2024 Mülk Sûresinden Mesajlar
19.01.2024 Bizi Güçlü Kılan, Birlik Ve Beraberliğimizdir
12.01.2024 Allah’ın Rahmet Ve İnayetine Sığınmanın Adı: Eûzü-Besmele
Kur'an-ı Kerim Dinle
DİB Kur'an Portalı
Ramazan Pakdil Sureler
Bünyamin Topçuoğlu
Bünyamin T.oğlu Aşirler
İlhan Tok Hatim
Abdussamed Hatim
Abdul Rahman Al Sudais
Ahmed Al Ajmi Hatim
F.Çollak Görüntülü Hatim
İshak Daniş Hatim
5 Hafız OK takipli Hatim
Mehmet Emin Ay Hatim
İsmail Biçer Ok Takipli
İsmail Biçer Aşr-ı Şerifler
114 Sure 114 Hafız
S.Hafızlar Görüntülü
Kur'an International
Tefsir
Cüz Cüz Kur’an Özeti
Her Cüzden Üç Mesaj
Elmalı Tefsiri
Elmalı Meali
Fizilali Kur'an
DİB Kuran Meali
Kur'an-ı Nasıl Anlayalım
Fıkıh
K.İslam Fıkhı
R. Muhtar-İbn-i Abidin
Gurer Ve Dürer
Mülteka El Ebhur
Kuduri Tercümesi
Nûru'l-îzâh Tercümesi
Büyük Şafi Fıkhı
Detaylarıyla Namaz
Hadis
Kütübüs-Sitte
Sahihi Buhari
Riyazüs Salihin
Ellü'lüü vel-Mercan
Hadis El Kitabı
40 Hadis ve izahı
Uydurma Hadisler
Üye Adı
Parola

Şifremi unuttum -
Sayfa oluşturulma süresi: 0.04 saniye 14,897,086 Tekil Ziyaretçi
Copyright © 2012 islamda Hayat
Sitemizdeki Vaaz, Hutbe ve Yazılar kaynak göstermek şartı önceden izin Almadan Ticari Amaçlar Dışında Kullanmak Serbestir.

Tüm Bilgiler Ümmete Vakıftır copyright © 2002 - 2024