ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HACCA İLİŞKİN KUSURLAR,
EKSİKLİKLER VE CEZALAR
Buraya kadar haccın, usulüne uygun olarak nasıl yapılacağı anlatıldı. Haccını bu
şekilde eda eden bir kimse hacla ilgili görevlerini (menasiki) eksiksiz olarak
yerine getirmiş olur.
Hac esnasında ihram
yasaklarına uymamak, vaciplerden birini terk etmek, ya da ertelemek veya Harem
Bölgesinde yapılmaması gereken bazı fiilleri yapmak gibi kusur ve eksiklikler,
bir takım cezaları gerektirir. Bu cezalar, haccın kaza edilmesi, deve veya sığır
(bedene) kesilmesi; koyun veya keçi (dem) kesilmesi; sadaka, bedel ödeme ve oruç
tutmaktır. Şimdi bu cezaları gerektiren kusur ve eksiklikleri, tutum ve
davranışları kısaca belirtelim.
I- İHRAM YASAKLARINA
UYMAMAKLA İLGİLİ KUSURLAR VE CEZALARI
1- Haccın Bozulmasına Yol Açan Kusur
Hac için ihrama
girdikten sonra henüz Arafat Vakfesi yapmadan cinsel ilişkide bulunmak haccın
bozulmasına yol açar. Bu duruma düşen kimsenin, bozulan bu haccını yarım
bırakmayıp tamamlaması, bunun yerine, gelecek yıllarda bu haccını kaza etmesi ve
işlediği bu fiilden dolayı da bir koyun veya keçi (dem) kurban etmesi gerekir.
Umre için ihrama
girdikten sonra, umre tavafını yapmadan cinsel ilişkide bulunan kimsenin de aynı
şekilde umresi bozulmuş olur. Bu kimsenin, bozulan bu umreyi bırakmayıp
tamamlaması, daha sonra bunu kaza etmesi ve işlediği suçtan dolayı da yine bir
koyun veya keçi (dem) kesmesi gerekir.
2- Deve veya Sığır (bedene)
Kesmeyi Gerektiren Kusur
Arafat Vakfesinden
sonra, fakat henüz tıraş olup ihramdan çıkmadan (ilk tehallülden) önce cinsel
ilişkide bulunan kimsenin, ceza olarak bir deve ya da sığır (bedene) kesmesi
gerekir.
3- Koyun veya Keçi (dem)
Kesmeyi Gerektiren Kusurlar
İhramlı iken Arafat
Vakfesinden sonra tıraş olup henüz Ziyaret Tavafını yapmadan cinsel ilişkide
bulunan, eşini şehvetle öpmek, okşamak gibi cinsel ilişkiye yol açan
davranışlarda bulunan; saçın veya sakalın dörtte birini ya da başka bir uzvun
tamamını tıraş eden; bir defada, aynı anda ve aynı yerde bütün tırnakları veya
bir elin ya da bir ayağın tırnaklarının tamamını kesen; elbise olarak dikilmiş
giysileri on iki saat boyunca veya daha fazla giyen; başı ve yüzü örten;
ayakkabı giyen; bir defada, aynı anda ve aynı yerde en az bir uzvun tamamına
koku, yağ, jöle ve biryantin süren; kına yakan; saç ve sakal boyayan kimsenin
ceza olarak bir koyun ya da bir keçi (dem) kesmesi gerekir.
4- Fıtır Sadakası Kadar
Sadaka Vermeyi Gerektiren Kusurlar
İhramlı bir kimsenin
12 saatten daha az bir süre herhangi bir giysi ve ayakkabı giymesi, başı
örtmesi; saç ve sakalın dörtte birinden az kısmını tıraş etmesi; bir elin veya
bir ayağın tırnaklarının bir kısmını ya da ayrı ayrı yer ve zamanlarda tamamını
kesmesi; ihramlı ya da ihramsız birini tıraş etmesi... ceza olarak fıtır
sadakası kadar sadaka vermeyi gerektirir.
İhramdan çıkma
aşamasına gelmiş olan ihramlıların başkalarını tıraş etmelerinden dolayı
herhangi bir şey gerekmez.
5- Bedel Ödemeyi Gerektiren
Kusurlar
İhramlı iken, karada
yaşayan av hayvanlarını avlayan, yaralayan; onların tüylerini koparan,
yumurtalarını kıran; avlayanlara yardımcı olan kimse ceza olarak bedel öder.
Bedel, av hayvanının kıymeti takdir edilerek tesbit edilir.
6- Özür Sebebiyle İhram
Yasaklarına Uymamak
Hastalık, kaza
geçirme ve benzeri elde olmayan sebeplerle ihram yasaklarına uyamayan kimse,
ceza ödeme konusunda muhayyerdir. Bu durumda olan kişi:
a) İstediği yer ve
zamanda peş peşe veya aralıklı olarak üç gün oruç tutar.
b) Veya altı yoksula
fıtır sadakası miktarı sadaka verir.
c) Yahut Harem
Bölgesinde istediği zaman bir koyun ya da keçi (dem) keser.
II- VACİPLERDEN BİRİNİN
MAZERETSİZ OLARAK TERK EDİLMESİ YA DA ERTE- LENMESİ İLE İLGİLİ EKSİKLİKLER VE
CEZALARI
1- Deve veya Sığır (Bedene) Kesmeyi Gerektiren Eksiklikler
Ziyaret tavafını
cünüp olarak yapan kimsenin, ceza olarak bir deve ya da sığır kesmesi gerekir.
Cünüp olarak yapılan tavaf (hangi tavaf olursa olsun) abdestli olarak yeniden
yapılırsa ceza düşer. Cünüp olarak yapılan tavafın abdestli olarak yeniden
yapılması vaciptir.
2- Koyun veya Keçi (dem)
Kesmeyi Gerektiren Eksiklikler
Mikat sınırını ihramsız geçen; sa’yi terk eden ya da
hiçbir mazeret yokken sa’yi yürüyerek yapmayan, Müzdelife vakfesini özürsüz
olarak terk eden(37),
Şeytan’a hiç taş atmayan veya bir günde atılması gereken taşların yarıdan
fazlasını süresi içinde atmayan; farz ve vacip tavaflarda setr-i avrete uymayan;
Ziyaret veya Umre tavafının son üç şavtını ya da sadece birini yapmayan; Veda
tavafı yapmayan; Ziyaret ve Umre tavafını abdestsiz, Umre, Veda ve Kudüm
tavaflarını cünüp halde yapan(38);
Arefe günü Arafat’tan güneş batmadan önce ayrılan kimsenin, ceza olarak koyun
veya keçi (dem) kesmesi gerekir.
3- Fıtır Sadakası Kadar
Sadaka Vermeyi Gerektiren Eksiklikler
Kudüm veya Veda tavafının abdestsiz halde yapılması; Veda
tavafı ile Sa’yin son üç şavtının yapılmaması ya da eksik yapılması ve bu
şavtların mazeret yokken yürüyerek yapılmaması; şeytan taşlamada, bir günde
atılması gereken taşların yarıdan çoğu atıldıktan sonra geriye kalanların
atılmaması, ya da eksik atılması(39);
gibi eksikliklerden dolayı fıtır sadakası miktarı sadaka vermek gerekir.
III- HAREM BÖLGESİ YASAKLARINA
UYMAMAKLA İLGİLİ KUSURLAR VE CEZALARI
Harem Bölgesinin avının avlanması, kendiliğinden biten her türlü ağaç, bitki ve
otların kesilmesi ya da koparılması, ihramlı olsun veya olmasın herkese
haramdır. Bu sebeple Harem Bölgesinin ağaç ve bitkilerini kesip koparan
kimsenin, bunların bedelini takdir ederek fakirlere vermesi gerekir.
IV- CEZALARIN ÖDEME ZAMANI VE
YERİ
Hac esnasında yukarıda belirtilen kusur ve eksikliklerden doğan cezaları ödemek
için belirli bir zaman yoktur. Ömrün sonuna kadar her zaman ödenebilir. Ancak
cezaları bir an önce ödeyerek sorumluluktan kurtulmak daha iyidir.
Söz konusu
cezalardan, kurbanların mutlaka Harem Bölgesinde kesilmesi gerekir. Etleri ise
Harem Bölgesi fakirlerine verilebileceği gibi, Harem Bölgesi dışındaki fakirlere
de gönderilebilir.
Sadaka, bedelini
ödeme ve oruç cezalarının ödenmesi için belli bir yer yoktur. İstenilen her
yerde bunlar ödenebilir.
Hac yaparken işlenen
suç, kusur ve eksikliklerden dolayı gereken cezalar konusunda Din Görevlilerine
veya fetva hey’etine başvurulması uygun olur.