Fetva Konuları
TERAVİH NAMAZI
317. Teravih namazı kaç rekattır?
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kıldığı teravih namazlarının kaç rekât olduğu
konusunda, üzerinde ittifak edilen bir rivayet bulunmamaktadır. Her ne kadar
onun vitir dâhil yirmi üç rekât teravih kıldığı yönünde bazı rivayetler varsa da
(İbn Ebî Şeybe, elMusannef, III, 395; Beyhakî, esSünenü’lkübrâ, II, 698) bunlar
fukaha tarafından farklı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla bu konuda Hz. Âişe’nin,
Hz. Peygamber’in(s.a.s.) Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden ve
Hz. Ömer’in teravihin cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden
hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle
değerlendirilebilir:
Resûlullah’ın(s.a.s.) Ramazan’daki gece namazları sorulduğunda, Hz. Âişe,
“Resûlullah, Ramazan ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir rekâttan fazla
(nafile namaz) kılmamıştır.” (Buhârî, Teheccüd, 16) karşılığını vermiştir. Başka
bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir (Müslim, Salâtü’lMüsâfirîn,
123124). Öncelikle bu hadisin teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir
açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Âişe’nin, Allah’ın elçisinin Ramazan
ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on üç rekât namaz kıldığını
belirtmesi, onun teravih dışında devamlı olarak kıldığı bir gece namazının
bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur’anı Kerim’de de, “Gecenin bir kısmında
uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni
övgüye değer bir makama gönderir. ” (İsrâ, 17/79) buyurulmaktadır.
Yukarıda zikredilenlerden, söz konusu sorunun, Ramazan ayında Hz. Peygamber’in
(s.a.s.) diğer ibadetlerinde olduğu gibi, gece namazlarında da bir artış olup
olmadığını öğrenmek amacıyla sorulduğu ve teravih namazıyla bir ilişkisinin
olmadığı anlaşılmaktadır. Hz. Âişe’den rivayet edilen, “Resûlullah (s.a.s.)
Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi. Ramazan’ın son on
gününde ise çok daha fazla bir gayret gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya
eder, ailesini de uyandırırdı.” (Buhârî, Fazlu Leyleti’lKadr, 5; Müslim, İtikâf,
7, 8) hadisi bu görüşü desteklemektedir. Diğer yandan, bu hadisin teravihin
meşru kılınmasından önce mi, yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Öte yandan Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rekâtları
konusunda yirmi ve on bir rekât şeklinde iki rivayet vardır (İbn Ebî Şeybe,
elMusannef, ili, 392, 394). Kaynaklarımızda Hz. Ömer’in dönemiyle ilgili farklı
rivayetler olmakla birlikte daha sonra teravihin yirmi rekât olarak yerleştiği
ve günümüze kadar da cemaatle kılınarak böyle devam ettiği ifade edilmiştir
(Bkz. İbnü’lHümâm, Feth, I, 485; Aynî, Umde, XI, 126127; Mâverdî, elHâvî, II,
291; Şevkânî, Neylü’levtâr, III, 516, 521).
Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze
kadar cemaatle yirmi rekât olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz
etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de,
başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslam ülkesinde teravih namazı cemaatle 20
rekât olarak kılınmaktadır.
Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir
ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle,
yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12,
14, 16 veya 18 rekât kılınması hâlinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak
cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
|