İslam’da ibadetler yalnızca namazla, oruçla sınırlı değildir. Yüce Allah’ın hoşnut ve razı olduğu bütün söz, fiil ve davranışlar geniş anlamda ibadet kapsamındadır.
Ticarî hayatımız da öyle, onun da İslâm’a göre olanı vardır, olmayanı vardır. Sadece meslek erbâbı olan tüccarlar değil, her insanın, ticaretle uzaktan yakından ilgisi söz konusudur. Alışveriş, şehirde yaşayanların, memur olanların günlük hayatlarının kaçınılmaz bir parçasını teşkil etmektedir.
Sayılı günlerin ömrü ise azdır, hiç farkında olmadan gelir geçer. Ramazan da öyle oldu, daha dün başlamış gibi bugün bitti. Bu rahmet ve mağfiret günlerini değerlendirenlere ne mutlu.
Bayramlarımız, aramızda bulunan kardeşliği, sevgiyi ve saygıyı, muhabbetin taze tutulmamasına ve hiç bitmemesine vesile olmalıdır. Çünkü bu güzel günlerde aramızda kaynaşma daha hızlı olduğu gibi, dostluklarımız ve ahbaplıklarımız daha ileriye gitmektedir.
Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan ayı, ilâhi kazançların yanında mübarek bir aydır. Bu mübarek ay bize neler kazandırdı?
Ramazan Ayı, Allah Teâlâ'nın müminlere büyük bir ihsanıdır. Çünkü ramazan ayı; Kur'an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Tövbelerin, duaların, hayır ve hasenatın kabul olunduğu mübarek bir aydır
. Hepimizin Rabbi olan Allah’ımıza ibadet etmek için aynı mekanda, aynı kıbleye doğru yönelerek, omuz omuza aynı safta bir araya geldik. Bütün içtenliğimizle makamımızı, unvanımızı bir tarafa bırakıp, zenginiyle fakiriyle, amiriyle memuruyla, işvereniyle işçisiyle, şehirlisiyle köylüsüyle bir olmaya diri olmaya geldik.
Rabbimizin rahmeti, meğfireti ve bereketi her zaman ve her yerde sınırsızdır. Ramazan ayı girdiğinde ise Allah’ın rahmet, meğfiret ve bereketi mü’minler üzerine sağnak yağmurlar gibi iner. Yağmur ne kadar sağnak yağarsa yağsın, toprak ne kadar bereketli olursa olsun bol ürün almak isteyen çiftçi yağmur mevsimi gelmeden hazırlık yapmak zorundadır. Adeta bunun gibi Ramazan ayının feyiz ve bereketinden faydalanmak için Ramazana hazırlıklı girmeliyiz.