insan yaratılanların orta çizgisini temsil eder. Mesela melekler sadece nurdan ve akıldan, hayvanlar sadece şehvetten ibarettir. Melekler Allah'a isyan edemezler, hatta bunun isteğini ve iradesini bile gösteremezler. İnsanda ise bu her iki yön de vardır. Hem melekte hem de hayvanda bulunan özellikleri taşır. Hem akla hem şehvete sahiptir. İradesini hangi yöne kullanırsa o yönde ilerler. Böylece melekten üstün olabilir.
Allah Teala izahını yaptığımız bu ayetlerde, dinî tebliğde aceleci olmamamız, sabırla ve karşımızdakine anlayışla yaklaşmamız gerektiği bizlere açıkça ifade edilmekte, Yunus (a.s)’un aceleci yaklaşımı örnek verilerek bu tür yaklaşımların yanlışlığı belirtilmektedir.
Bazı hikmetlere binaen Mekke devrinde müşriklere karşı savaşa izin verilmedi. Dolayısıyla müşrikler Allah’ın âyetleriyle alay edip onları eğlenceye aldıklarında doğrudan müdahale edilemiyordu. Onun için bu gibi durumlarda Sevgili Peygamberimize onları terk etmesi emredildi. Ayet-i kerimedeki muhatap Peygamberimiz olmakla birlikte emir bütün Müslümanları bağlamaktadır. Buna göre; Kur’an-ı Kerim’i alaya alan veya eleştirmeye kalkışanlara eğer engel olmak mümkün değilse bu davranışlarına son verinceye kadar onların yanlarından ayrılmak gerekir. Bu emir daha sonra gelen bir başka âyette de tekrar edilmiş, ayrıca, din ile alay edenlerle birlikte oturanların, onların günahlarına ortak olacakları da beyan buyrulmuştur.
Yüce Rabbimiz her insana akıl ve irade vermiştir. Peygamberler göndermek ve kitaplar indirmek suretiyle hakkı batıldan, imanı küfürden, hidayeti sapıklıktan ayırmış, her birini açıklamış ve insanlara bildirmiştir. Dileyen iman eder, dileyen inkâr eder. Bu sebeple kimi insan iman etmekte kimi de inkâr etmektedir. Eğer Allah insanları dine, imana ve ibadete zorlasaydı yeryüzüne gelen herkes inanır ve ibadet ederdi. Allah imtihan olmanın gereği olarak dine inanmayı insanların hür iradelerine bırakmıştır. Sevgili Peygamberimiz de insanları dine zorlamak için değil, öğüt vermek ve dini insanlara bildirmek, dinî kuralları insanlara sözlü ve uygulamalı olarak göstermek için görevlendirilmiştir.
Tevhid ilkesi bir taraftan, Allah’ın birliğini içerirken diğer yandan Allah’a inananların birliğini gerektirir. Yüce Allah biz insanları farklı kavim ve kabileler şeklinde yaratmasının hikmetini, birbirimizle tanışıp kaynaşma/teârüf olarak açıklamış, renk, dil, ırk vb. farklılıkların birer ayet olduğunu belirtmiştir.
Tekâsür, çokluk ve çoklukla övünme demektir. Biz çoğuz; hayır, siz değil biz çoğuz diye birbirleriyle çokluk yarışına girmek, çoklukla övünmek, dünyada insanların çoğu kere kapıldığı ve aldandığı bir hâldir. Ancak burada dikkatimizi çeken husus, çokluğun bizzat kendisinin kötü olduğu değildir. Zira çokluğu ile yarışılacak şeyler de vardır. Hayır, güzel ameller, ilim bunlardan bazıları olup, bu gibi şeyler müminlerin yarışması tavsiye edilen güzel olgulardır. Fakat bunların çokluğu ile de böbürlenmek ve gururlanmak kötülenmiştir. Amellerde önemli olan miktar değil, samimiyettir, kemiyet değil keyfiyettir.
Dinimize göre, şartlarını taşıdığımız zaman, Cuma namazını topluca kılmamız Allah’ın bir emridir. Hepimiz bu emre gereken hassasiyeti göstermeliyiz. Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı ve içerisinde duaların geri çevrilmeyeceği icabet saati bulunan zaman dilimlerinden biri de Cuma günüdür. Dinimiz açısından büyük önem taşıyan bugün, haftalık bayramımız olduğu için camiye gelirken beden ve elbise temizliğine dikkat edip her türlü kötü kokulardan arınmalıyız.
Yüce dinimiz İslam, başta zekât olmak üzere bazı malî harcamalarda bulunmamızı emretmiş, çevremizdeki insanlara karşı görev ve sorumluluklarımız olduğunu bizlere hatırlatmıştır. Aile bireylerinin bakımı, akrabaların, fakir ve yetimlerin görülüp gözetilmesi, çevremizdeki muhtaç insanlara imkânlar ölçüsünde malî yardımlarda bulunulması da bu görev ve sorumluluklarımız arasındadır.
Cennet, bilgimizin ötesinde, hayal dahi edilemeyecek çok çeşitli özellik ve güzelliklere sahip bulunan ebedî kalınacak bir yerdir. Cennette, daha önce hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kimsenin hatırına getirmediği sayısız ve sonsuz nimetler Allah tarafından müminlere verilecektir.