Yüce dinimiz İslâmiyet’in amacı insanların ve bunlardan meydana gelen cemiyetin mutluluğunu, saadet ve selametini, huzur ve güven içerisinde yaşamalarını sağlamaktır.
Aile toplumun en küçük sosyal birimidir. Toplumlar ailelerden meydana gelir. Toplumun mutlu ve huzurlu olması ailelerin mutlu ve huzurlu olmasıyla doğru orantılıdır
"Engelli" kavramı; zihin, ruh, beden ve uzuvlarda bulunan bir ârıza ve hastalık sebebiyle hayatını sürdürmede, işlerini görmede ve topluma uyum sağlamada sıkıntısı bulunan kimseleri ifade eder. İster sağlıklı ister engelli olsun her insan, Allah'ın yer yüzünde yarattığı en kıymetli ve en değerli varlıktır.
Peygamberliğin ilk yıllarıydı. Kutlu Elçi, çevresindeki insanları İslâm"a açıkça davet etmeye başlamıştı. Gece gündüz demeden kendisini dinleyen herkese Allah"ın gönderdiği mesajları anlatıyordu. Putlara tapan halkı, bir olan Allah"a çağırıyordu.
Böylesi bir ayrıcalığa sahip olan insan, gerek yaratılıştan, gerekse sonradan birtakım uzvi/bedeni engeller taşısa bile, yine değerinden bir şey kaybetmiş olmayacaktır. Kur’an-ı Kerim’e bakıldığında pek çok ayet yanında, bir tek Abdullah b. Ümmi Mektum hadisesini anlatan ayetler bile, İslam dininin engellilere bakış açısını ortaya koymak için yeterli bir örnektir.
İslam, sosyal ilişkilere büyük önem veren bir dindir. Bu konuda sağlıklı ve engelli diye bir ayırım yapmaz. Ancak yardıma, ilgiye ve bakıma muhtaç insanlarla daha çok ilgilenmeyi teşvik eder. Peygamberimiz (a.s.) görme engellilere karşı kötü davrananları, mesela, onların yoluna engel olanları kınamıştır
İnsan, varlıklar arasında en üstün bir konuma sahiptir. İster ruhen ve bedenen sağlıklı, isterse müptelâ olduğu bir rahatsızlık sebebiyle engelli olsun, islâm’ın anlayışına göre bütün insanlar saygı ve hürmete lâyıktır.
İslam’da insanlardan, sosyal ilişkiler dâhil, hayatlarının her alanında olduğu gibi ekonomik hayatta da ifrat ve tefritten uzak, ölçülü ve dengeli olmaları istenmiştir. Bu nedenle ifrat noktası olan israf ile tefrit noktası olan cimriliğin her ikisi de yasaklanmıştır. İktisatlı yaşamak (orta yol) ise teşvik edilmiştir.
İktisatlı yaşamaya “orta yol” da diyebiliriz. Orta yol, insan hayatının âdeta bir sigortasıdır. Hz. Peygamber (s.a.s),
İnsanın değeri kendisine verilen nimet ve yeteneklerle yakından ilgilidir. Düşünme, fikir üretme, bilgi sahibi olma, karar verme ve isteği doğrultusunda amel edebilme yeteneği onu diğer yaratıklardan ayıran başlıca özelliklerdir.
İsraf bulaştığı toplumları yokluğa ve sefalete sürükleyen illet bir hastalık türü. İsrafın her türlüsü zararlı ve haramdır. Yüce yaradan gönderdiği kutsal kitaplarda israfı haram kılmış, kaçınılmasını emretmiştir