Sözlükte artma, çoğalma, temizlik, bereket, iyi hal ve övgü gibi anlamlara gelen zekat, dînî bir terim olarak, belirli bir malın bir kısmının Allâh rızası için muayyen kişilere verilmesi demektir.
İslam’ın şartlarından biri de zekâttır. Zekât, kesin ve muhkem bir farzdır. Farziyyeti, kitap, sünnet, icma ve kıyasla sabittir. Zekâtın farz olduğunu inkâr eden kimse, İslam Dininin temel prensiplerinden birini inkâr ettiği için, Müslümanlıkla ilgisini kesmiş olur.
Zekât, kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, yoksulun, zenginin zimmetindeki hakkı ve zenginin yerine getirmek mecburiyetinde olduğu bir görevidir.
İslâm’ın beş temel esasından biri olan zekât, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmış olup, belliözelliklere sahip malın bir kısmının Allah rızası içinbelirli kişilere verilmesi demektir.
Müslüman halkımız arasında buna sadece Fitre denilmektedir. Bu da zekât gibi ve o anlamda sosyal adaleti sağlamaya yönelik mali bir ibâdettir.' Özellikle Ramazan'da fakir ve muhtaçları bununla sevindirmekte sayısız ecirler ve yararlar vardır.
Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı mü’minler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Ramazan ayı, Allah Teala’nın büyük bir ihsanıdır. Çünkü Ramazan ayı; Kur’an, oruç, iyilik ve güzellik ayıdır. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mü’min ebedi mutluluğun kapısını açar.
Yüce Rabbimiz bizleri Hz. Muhammed’in ümmeti olarak yaratmıştır. Bu bir nimettir. Hz. Muhammed peygamberlerin en faziletlisi ve en üstünü olduğundan Hz. Muhammed’in ümmeti de ümmetlerin en üstünüdür. Buna layık olmaya çalışalım.
Ailemizden sonra en yakın sosyal çevremizi komşularımız meydana getirir. İyi veya kötü günlerimizde şartlar en yakın çevre ile temas halinde bulunmayı gerektirir.